Bilim, teknoloji, inovasyon alanında çalışmalar yürüten, meraklı, araştırmacı kişileri ve bazı lisans bölüm öğrencilerini ilgilendiren can alıcı bir konuya değinelim.
Teknolojik, elektronik, yazılım ortamlarında çalışan insanların çoğu iyi bilirler ki dışarıdan bir kişinin sizin yaptıklarınızı görmesi ve anlaması için ona izahımızın olması lazım. Sertifikalar ise bu izahın yani yaptığınız veya yapacağınız uygulamaların yapabileceğinizin teminatıdır.
Sertifikalar herhangi bir konu hakkında aldığınız eğitimlerin ne derece bilip bilmediğinizi gösteren bir gereç olarak düşünebilirsiniz.
Sertifika dağıtan kursların çoğu zaman bu işi ticaret için yaptığını ve günümüz sertifikaları bir öğrencinin ne derecede konuya hakim olduğu güvenini bizlere sunmamaktadır.
Kurs merkezlerinin belli bir ücret karşılığında dağıttığı sertifika veya bitirme belgeleri çoğu zaman güvensiz ve paraya dayalı çalışmaların ürünüdür. Kursların çalışma mantığı ise tabiri caizse “ver parayı al sertifikayı” olmaktadır.
Yalnız işveren kurumlar sadece sertifikaya bağlı kalmamakta olup kişinin becerilerine ve uygulamalarını yeterli zamanı tanımaktadırlar. İş veren kurumlar sertifikadan önce eleman almadan önce tecrübe isterler. Yani bu işi daha önce yaptığınıza dair kanıt isterler. Hatta çoğu iş ilanında “En az 2 yıl tecrübeli” şartını herkes görmüştür.
Örneğin; Elektrik-Elektronik Mühendisliğinden mezun biri sertifikasız olabilir yani zaten okulda aldığı uygulamalı dersler transkripte görünmekte olup bu dersler sertifika alınmış gibidir.
Kısaca özetlemek gerekirse sertifikaların çalışma hayatınıza çok nadir katkısı olur, sertifikalarınız yoksa gözünüz korkmasın. Bir işi aldığınız zaman sertifikaların size hiçbir faydası olmayacaktır. Yani işi yapan sizsiniz, sertifika değil..
Connect with us